Yamaç paraşütüyle Kahramanmaraş’tan Şanlıurfa’ya 238 kilometrelik muhteşem uçuş
Kahramanmaraş’ta akaryakıt istasyonlarının teknik kurulumunu yapan ve ekstrem sporlara tutkuyla bağlı 46 yaşındaki Yılmaz Cansarı, gökyüzüne açılmadan evvel doğayı âlâ okumak gerektiğini söylüyor. Uçuş öncesi rüzgar hareketlerini, termal akımları ve hava şartlarını ayrıntılı biçimde tahlil eden Cansarı, “Belli bir yüksekliğin akabinde hava önemli formda değişiyor. O yüzden doğayı çok düzgün tanımamız gerekiyor” diyor.
Özellikle uzun menzilli uçuşlarda beslenme ve sıvı tüketiminin hayati değerde olduğunu vurgulayan Cansarı, “Gece saat 23.00’ten sonra sıvı almam. Sabah hafif bir kahvaltı yaptıktan sonra yanıma yalnızca hurma alırım” diye ekliyor.
4 BİN METREYE KADAR YÜKSELİYOR
Kahramanmaraş Narlı’daki Kardelen Tepesi’nden havalanan Cansarı, uçuş öncesinde paraşütün kanadını, kaskını ve yeleğini tek tek denetim ettiğini belirtiyor. Gökyüzüne süzüldükten sonra Yavuzeli üzerinden Şanlıurfa tarafına yöneldiğini anlatan Cansarı, Fırat Irmağı üzerinde 2 bin 500 metre, Halfeti civarında ise 4 bin 200 metre yüksekliğe ulaştığını tabir ediyor.
TIPKI BİR KARTAL YA DA LEYLEK GİBİ
Yol boyunca tabiatın ve kentlerin eşsiz görünümlerini görüntülediğini aktaran Cansarı, şunları söyledi:
Termal dediğimiz hava akımlarına girip onların etrafında dönerek yükseklik kazanıyoruz. Tıpkı bir kartal ya da leylek gibi… Kanat çırpmadan süzülmek muazzam bir his. Üstten dünyaya bakmakla yerde olmak ortasında farklı bir fark var.
“MOTORUM YOK DEDİĞİMDE İNANAMADILAR”
Viranşehir’i geçtikten sonra iniş planını yolun sağında kalan boş bir alana nazaran yaptığını belirten Cansarı, iniş gerçekleştikten sonra etrafını saran yöre halkının şaşkınlığını şöyle anlatıyor:
‘Nereden geldiniz, motorunuz var mı?’ diye sordular. Motorum olmadığını, yalnızca bir paraşütle geldiğimi söylediğimde inanamadılar. Onlara nazaran bir insanın yalnızca bir bez kesimiyle 7 saat havada kalması akıl alır üzere değildi.
GÖKYÜZÜNDE HURMA MOLASI
Yolculuğu boyunca güç düzeyini istikrarda tutmak için hurma tükettiğini belirten Cansarı, şu sözleri kullandı:
Fırat üzerindeyken ve Urfa-Viranşehir çizgisinde ilerlerken üç hurma yedim. Görüntü çekmek için eldivenimi çıkardım ve Harran Ovası’nı kayda almaya başladım. O sırada elim soğuktan donmaya başladı. Aşağıda Urfa 50 derece sıcakken, ben gökyüzünde -5 derecedeydim.
Adrenalin dolu aktifliklerin ömür gücünü yükselttiğini söyleyen Cansarı, havadayken Şanlıurfa’da yaşayan kardeşini arayarak onu Viranşehir’e çağırdığını ve inişten sonra birlikte ciğer yemeye gittiklerini anlattı.
Yeni gayelerini de paylaşan Cansarı, kelamlarını şöyle sürdürdü:
Bir sonraki uçuşumda Göbeklitepe ve Harran’daki tarihi kubbelerin üzerine paraşütle inmeyi planlıyorum. Ayrıyeten Kahramanmaraş’tan alacağım şoklanmış dondurmaları iniş noktasında beni karşılayanlara ikram etmek istiyorum.
