Kemal Kılıçdaroğlu’ndan ‘Sine-i Millet’ çağrısı
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasının akabinde hareketli saatler yaşanıyor.
Özer’in vazifeden alınmasının akabinde Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Özer’in tutuklanmasını eleştirdi.
“MİLLET İRADESİNİ YOK SAYACAK SÜREÇLER YAPTIRDILAR”
Kılıçdaroğlu, ‘Sine-i Millet’ daveti yaparak şu sözleri kullandı:
Yargı ve yürütme, tek adamın buyruğuna girdi. Yasama organımız fonksiyonsuz hale getirildi. Liyakat gerektiren bütün makamlar, hukuksuz talimatlara itaat eden beceriksizlerle dolduruldu.
Denetleme sistemleri yok edildi. Şeffaflık ve hesap sorulabilirlik ortadan kaldırıldı. Muhalif siyasetçiler, gazeteciler, aydınlar, öğrenciler, sanatkarlar, karşı duran herkes davalarla ve mahpus cezalarıyla sindirilmeye çalışıldı. Yaratılan endişe ikliminde toplum edilgenleştirildi.
Ahlaksızlık ve yolsuzluk olağanlaştı ve kurumsallaştı.
Dillerinden düşürmedikleri “dış güçler,” metaforuyla kendilerine bağlı kalacak bir kitle ve tek adam rejimini tesis ettiler. Talimatlarına harfiyen uyacak ve her türlü hukuksuzluğu gerçekleştirecek kelamda savcıları aktif yerlere atayıp, onlar eliyle millet iradesini yok sayacak süreçler yaptırdılar. Böylesi ahlaksız bir yapı ile karşı karşıyayız.
“KURTULUŞUMUZUN TEK YOLU: SİNE-İ MİLLETTİR”
Karşımızda bir kişi yok; emperyal güçler tarafından teslim alınmış ve bütün gücü elinde bulunduran, onların buyruğuyla hareket eden bir yapı var.
O nedenle buradan tekrar ediyorum: Müzakere yok, çaba var…
Saray ve kullanışlı aparatlarından kurtuluşumuzun tek yolu: Sine-i Millettir.
Halkın helal oylarıyla seçilmiş bir siyasetçiye yapılan hiçbir hukuksuzluğu ve kayyum garabetini kabul etmiyoruz.
SİNE-İ MİLLET NE DEMEK?
Sine-i Millet yani sineyi millete dönmek, Türkiye siyasi tarihinde siyasi temsil meşruiyetini yitirdiği düşünülen TBMM’den çekilerek siyasete halk içinde devam etmek manasında kullanılan tabirdir.
Türkiye tarihinde her periyotta birçok siyasetçi tarafından lisana getirilmiş olsa da fiili olarak şimdiye kadar herhangi bir siyasi parti tarafından uygulanmamıştır.
İfade, Türkiye siyasi tarihinde çok partili periyot geçişle birlikte kullanılmaya başlanmıştır. 1946 genel seçimlerinde usulsüzlük yapıldığını tez ederek seçimlerin şaibeli olduğu gerekçesiyle DP’li birtakım milletvekilleri sine-i millete dönmeyi istemiş ancak bu gerçekleşmemiştir.
Anavatan Partisi, 1987 genel seçimlerinde birinci parti olarak yüzde 36 oy almasına karşın, 1989 yerel seçimlerinde oy oranı yüzde 21’e düşmüş ve seçimde üçüncü parti olmuştur. Lokal seçim sonuçlarını münasebet gösteren birtakım DYP ve SHP milletvekilleri TBMM’deki partiler ortası milletvekili dağılımının halkın iradesini yansıtmadığını öne sürerek sine-i millete dönme fikrini savunmuş lakin bu gerçekleşmemiştir.
Sine-i millete dönmeyi fiili olarak günümüze dek gerçekleştiren tek kişi 1989’da Turgut Özal’ın cumhurbaşkanı seçilmesi sonrası milletvekilliği vazifesinden istifa eden DYP üyesi Murat Sökmenoğlu’dur. Turgut Özal’ın mecliste gerekli oy oranını almadan seçildiğini söz ederek bu durumu protesto maksadıyla istifa etmiştir.
NE OLMUŞTU?
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, dün sabah saatlerinde konutunda gözaltına alınmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Cürümler Soruşturma Ofisince terör örgütü PKK/KCK’nın mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturmada hakkında gözaltı kararı verilen Özer’in, bağlantı dinlenmesi önlemi sonucu elde edilen konuşma dökümleri, fiziki takip tutanakları, banka hesap hareketleri ve örgüt yöneticileriyle ağır ve süreklilik arz edecek formda organik bağ kurarak üzerine atılı cürmü işlediği tespit edilmişti.
Özer, çıkarıldığı mahkemece “PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak” cürmünden tutuklandı.
Tutuklamanın akabinde Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı. İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy, Belediye Lider Vekili olarak görevlendirildi.
